23 Temmuz 2016 Cumartesi

Said bin Amir bin Cezim GÜZEL AHLAKI


Ömer İbnu’l-Hattab (radıyallahu anh ) Şam’a geldiği zaman şehri şöyle bir dolaştı ve Hıms’ın yanına oturdu. Bu arada kendisine fakir fukaranın listesinin yapılmasını emretti. Liste getirilince bir de baktı ki, şehrin valisi Said bin Amir bin Cezim de listede yer alıyor. Hemen:

- Kim bu Said bin Amir, idareciniz mi? diye sordu. Halk:

- Evet, cevabını verdiler. Bunun üzerine Hz. Ömer şaşkınlık içinde:

- Sizin idareciniz nasıl fakir olabilir? O maaş almıyor mu? diye sordu. Halk:

- Ey mü’minlerin emiri! O elinde hiçbir şeyi tutmaz, dediler. Bunu duyan Hz. Ömer ağlamaya başladı ve bin dinar parayı bir keseye koyup ona gönderdi. 

- Benden ona selam söyleyin ve; “Mü’minlerin emiri ihtiyaçlarınızı karşılamanız için bu parayı size gönderdi” deyin, dedi. Elçi parayla Said’in yanına gelince Said: 

- “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Biz Allah’a aitiz ve O’na döneceğiz)” ayetini tekrarlamaya başladı. Hanımı:

- Ne oluyor? Yoksa mü’minlerin emiri mi öldü? diye sordu. O:

- Hayır, ondan daha büyük bir şey oldu, cevabını verdi. Hanımı bu defa:

- Yoksa kıyametin alametleri mi ortaya çıktı? diye sordu. O:

- Hayır, ondan daha büyük bir şey oldu, cevabını verdi. Hanımı şaşkınlıkla:

- Öyleyse neyin var? diye sordu. O:

- Dünya bana fitne getirdi ve dilediğimi yapmamı söyledi, dedi. Sonra bir İslam ordusu hazırlayarak bütün parasını oraya harcadı. Hanımı:

- Allah sana rahmet etsin! Keşke bizim de faydalanacağımız bir miktar para ayırsaydın, deyince o:

- Ben Rasulullah (s.a.v)’ın şöyle buyurduğunu işittim; “Eğer cennet kadınlarından biri yeryüzü ehline görünse, yeryüzü misk kokusuyla dolardı” Ben seni onlara tercih edecek değilim, dedi. Bunun üzerine eşi sustu.” 

Kitabu’z-Zühd/Ahmed bin Hanbel 1027.

Resmi sitemiz 

Telegram kanalımız 

Facebook sayfamız

Twitter hesabımız 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder