İmâm el-Berbahârî (rh) -ö. 329- dedi ki;
واعلم أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال
«ستفترق أمتي على ثلاث وسبعين فرقة كلها في النار إلا واحدة، وهي الجماعة، قيل: يا رسول الله من هم؟ قال: ما أنا عليه اليوم وأصحابي»
"Bil ki Rasûlullah (Savs) şöyle dedi;
"Ümmetim 73 fırkaya bölünecek ve hepsi ateşte olacak, biri hariç, ki o da Cemaat'tir."
Denildi ki; "Ya Rasûlullah, onlar kimdir? "
Dedi ki; "Bugün, Benim ve Ashâb'mın üzerinde olduğum (yoldur)."
وهكذا كان الدين إلى خلافة عمر وهكذا كان في زمن عثمان، فلما قتل عثمان جاء الاختلاف والبدع، وصار الناس أحزابا وصاروا فرقا
"Ve Din Ömer (ra)'ın hilafetine kadar ve Osman (ra)'ın zamanındaki hilafete kadar işte böyleydi (fitnesiz). Ne zaman ki Osman (ra) öldürüldü, işte o zaman ihtilaf ve bid'atler ortaya çıktı ve insanlar gruplaşıp, fırkalaştılar."
فمن الناس من ثبت على الحق عند أول التغيير، وقال به ودعا الناس إليه، فكان الأمر مستقيما حتى كانت الطبقة الرابعة في خلافة بني فلان انقلب الزمان وتغير الناس جدا، وفشت البدع، وكثرت الدعاة إلى غير سبيل الحق والجماعة، ووقعت المحن في شيء لم يتكلم به رسول الله صلى الله عليه وسلم، ولا أصحابه
"İlk bozulmalar sırasında, bazı insanlar hak üzerinde sebat ettiler, onu benimsediler ve ona davet ettiler. Ve durum, doğru istikamet üzere devam etti. Tâ ki Benî Fulân'ın hilafetinde dördüncü tabaka gelene kadar, ki ondan sonra zaman tersine döndü ve insanlar gerçekten çok değiştiler, bid'atlar çoğaldı ve bâtıla davet edenler de çoğaldı (hakeza). Ve ne Rasûlullah (Savs)'in, ne de Ashâbı'nın hiç hakkında konuşmadığı şeylerle sınandı ve sıkıntıya düştü insanlar. "
ودعوا إلى الفرقة [ونهى] رسول الله عن الفرقة، وكفر بعضهم بعضا، وكل [داع] إلى رأيه، وإلى تكفير من خالفه فضل [الجهال] والرعاع ومن لا علم له، وأطمعوا الناس في شيء من أمر الدنيا وخوفوهم عقاب الدنيا، فاتبعهم الخلق على خوف [في] دنياهم ورغبة في دنياهم
"Ve insanları fırkalaşmaya çağırdılar. Oysaki Nebi (Savs) fırkalaşmayı yasakladı. Ve herkes birbirini tekfir etmeye başladı ve herkes herkesi kendi görüşüne ve muhalifini tekfir etmeye çağırdı. Böylelikle câhiller, avam ve ilmi olmayanlar dalâlete düştü ve insanları dünyevi bazı meselelerde tamah etmeye sürüklediler ve dünyevi yaptırımlarla korkuttular. Böylece çoğuları dünyevi korkular ve dünyaya olan sevgileri sebebiyle onlara uydular."
فصارت السنة وأهلها مكتومين، وظهرت البدعة وفشت، وكفروا من حيث لا يعلمون من وجوه شتى، ووضعوا القياس، وحملوا قدرة الرب في آياته وأحكامه وأمره ونهيه على عقولهم [وآرائهم] ، فما وافق عقولهم قبلوه وما لم يوافق عقولهم ردوه، فصار الإسلام غريبا، والسنة غريبة، وأهل السنة غرباء في جوف ديارهم
"Bunun sonucunda; Sünnet ve Ehli gizli kalmış, Bid'atlar çoğalmış ve artık açıktan işlenir olmuş ve (bâtıl ehli) hiç ummadıkları çeşitli yollardan küfre girip, kıyası ortaya çıkarıp, Allah'ın âyetlerinde, hükümlerinde, emirlerinde ve yasaklarında ki kudretini (hikmetini), akıllarına ve fikirlerine göre hamleder olmuşlar. Öyle ki, akıllarına uyanları alıp, uymayanları ise reddettiler.
Böylece İslâm Garib oldu! Sünnet Garib oldu ve aynı şekilde Ehl-i Sünnet'te kendi diyarının göbeğinde Gariplere dönüştüler."
(Şerhu-s Sunne, 90. Madde)
Resmi sitemiz :
Telegram kanalımız :
Facebook sayfamız :
Twitter hesabımız :
Tercüme;
at-Tawhed.Blogspot.Com
Sitesine teşekkürler.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder