5 Mayıs 2018 Cumartesi

⚠️İbn Kayyim el Cevziyye rahimehullahi aleyhi çocuğun terbiyesi hakkinda şöyle buyurdu⚠️

Kɪᴍ ᴄᴏᴄᴜɢᴜɴᴀ ғᴀʏᴅᴀʟɪ ᴏʟᴀɴɪ ᴏɢʀᴇᴛᴍᴇᴢsᴇ ᴏɴᴜ ʙᴏsʟᴜɢᴀ ʙɪʀᴀᴋᴍɪsᴛɪʀ: ᴏɴᴀ ᴏʏʟᴇ ʙɪʀ ᴋᴏᴛᴜʟᴜᴋ ᴇᴛᴍɪsᴛɪʀ. Cᴏɢᴜ ᴄᴏᴄᴜᴋʟᴀʀɪɴ sᴀᴘᴋɪɴʟɪᴋʟᴀʀɪ ʙᴀʙᴀʟᴀʀɪ ᴛᴀʀᴀғɪɴᴅᴀɴ ᴏɴʟᴀʀɪ ɪʜᴍᴀʟ ᴇᴛᴍᴇsɪɴᴅᴇɴ ᴋᴀʏɴᴀᴋʟᴀɴɪʀ. Oɴʟᴀʀᴀ ᴅɪɴɪɴ ғᴀʀᴢʟᴀʀɪɴɪ ᴠᴇ sᴜɴɴᴇᴛʟᴇʀɪɴɪ ᴏɢʀᴇᴛᴍᴇʏɪ ʙʀᴀᴋᴍɪsᴛɪʀ ᴠᴇ ᴏɴʟᴀʀɪ ᴛᴀ ᴋᴜᴄᴜᴋᴋᴇɴ ᴋᴀʏʙᴇᴛᴍɪsᴛɪʀ. Kᴇɴᴅɪʟᴇʀɪɴᴇ ғᴀʏᴅᴀʟᴀʀɪ ᴏʟᴍᴀᴅɪɢɪ ɢɪʙɪ ʙᴜʏᴜᴅᴜᴋʟᴇʀɪɴᴅᴇ ᴅᴇ ʙᴀʙᴀʟᴀʀɪɴᴀ ғᴀʏᴅᴀʟɪ ᴏʟᴍᴀᴍɪsʟᴀʀᴅɪʀ. Bɪᴛᴛɪ.

📚 “Tuhfetul-Mevdud bi Ahkamil-Mevlud” (sayfa 229)

----------------------------------------------

ᴄᴏᴄᴜɢᴜɴ ᴇɴ ᴄᴏᴋ ᴍᴜʜᴛᴀᴄ ᴏʟᴅᴜɢᴜ ᴅᴜʀᴜᴍ: ᴀʜʟᴀᴋı ɪʟᴇ ɪʟɢɪʟɪ ᴅᴜʀᴜᴍʟᴀʀᴀ ᴏᴢᴇɴ ɢᴏsᴛᴇʀᴍᴇᴋ; ᴇɢɪᴛᴍᴄɪɴɪɴ ᴋüᴄüᴋᴋᴇɴ ᴏɴᴀ ᴋıᴢɢıɴʟıᴋᴛᴀɴ, ᴀᴄᴇʟᴇᴅᴇɴ, ᴛᴀʀᴛışᴍᴀᴅᴀɴ, ᴀʀᴢᴜsᴜ ᴘᴇşɪɴᴅᴇɴ ᴋᴏşᴍᴀᴋᴛᴀɴ, ʏᴀʀᴀᴍᴀᴢʟıᴋᴛᴀɴ, ʜɪᴅᴅᴇᴛᴛᴇɴ, ᴛᴀᴍᴀʜᴋâʀʟıᴋᴛᴀɴ ᴠʙ. ᴅᴜʀᴜᴍʟᴀʀᴀ ᴀʟışᴛıʀᴅıᴋʟᴀʀı üᴢᴇʀɪɴᴇ ʏᴇᴛɪşᴍᴇᴋᴛᴇᴅɪʀ. Büʏüᴅüɢüɴᴅᴇ ʙᴜɴᴜ ᴛᴇʟᴀғɪ ᴇᴛᴍᴇsɪ ᴢᴏʀʟᴀşıʀ. Bᴜ ᴀʜʟᴀᴋı ᴀʀᴛıᴋ ᴏɴᴜɴ sıғᴀᴛʟᴀʀıɴᴀ ᴠᴇ ʏᴀşᴀᴍ ʙɪᴄɪᴍɪɴᴇ ᴅöɴüşüʀ. Eɢᴇʀ ʙᴜɴʟᴀʀᴅᴀɴ ᴀᴢᴀᴍɪ ʙɪʀ ʙɪᴄɪᴍᴅᴇ ᴋᴀᴄɪɴsᴀ ᴅᴀ ʙɪʀ ɢüɴ ᴏɴᴜ ʀᴇᴢɪʟ ᴇᴅᴇʀ. Bᴜ ɴᴇᴅᴇɴʟᴇ ᴄᴏɢᴜ ɪɴsᴀɴʟᴀʀıɴ ᴀʜʟᴀᴋıɴıɴ sᴀᴘıᴋ ᴏʟᴅᴜɢᴜɴᴜ ɢöʀüʀsüɴ. Bᴜ ᴅᴀ ʏᴇᴛɪşᴍɪş ᴏʟᴅᴜɢᴜ ᴇɢɪᴛɪᴍ ɪʟᴇ ᴀʟᴀᴋᴀʟıᴅıʀ.”

📚“Tuhfetul-Mevdud” (sayfa, 240)

⚠️KADIN BAHANELERLE KENDİNİ İLİMDEN ALIKOYMAMALI ⚠️

Bu ilim yolunda,  Kadın kocasının ilmine güvenip ya da onun sahip olduğu ilim kadarıyla yetinip ya da onu taklid etme durumuna girip bir takım bahanelerle kendini ilimden alıkoymamalıdır. 

İlim hususunda ,  elbette ki eşiyle istişareler etmeli ,  beraber ilim derslerinde bulunmalı , lakin kendını bununla sınırlandırmamalıdır. Her birey kendi ilminden ve bu ilmi insanlara aktarmaktan mesuldür.Zira evin erkeğinin dış işlerle muhasebe olması hasebiyle ,  ev içi durumlarını dengede tutan bilinçli ve ilimli bir hanımdır.


“Önce yakın akrabalarını uyar”  📚(Şuara/214) , ayeti gereği,  idrak etme çağına gelmiş çocuklarına ilk uyarıyı ,  onların çobanı olan ve anne karnından itibaren onlardan alakasını eksiltmeyen kadın yapmalıdır. 


✍🏻İbn kesir tefsirinde şöyle anlatılır;

Ahmed'in, Muaviye bin Amr kanalıyla...

Ebu Hüreyre  (radıyallahu anh)  den rivayetinde o, şöyle anlatıyor: 

«Ve yakın akrabalarını uyar.»   âyeti nazil olduğunda ,  Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi vessellem.)  avam ve havâssı ile Kureyş'i çağırdı ve şöyle buyurdu: 

“ Ey Kureyş topluluğu, kendinizi ateşten kurtarın.

“ Ey Kâ'b oğulları, kendinizi ateşten kurtann. 

“Ey Abdimenâf topluluğu, kendinizi ateşten kurtarın.

“Ey Hâşim oğulları, kendinizi ateşten kurtarın.

“ Ey Abdülmuttalib oğullan, kendinizi ateşten kurtarın.

“ Ey Muhammed'in kızı Fatıma, kendini ateşten kurtar.

  Allah'a yemîn olsun ki ; sizin için Allah'a karşı hiç bir şeye mâlik değilim. Şu kadar var ki,  sizin için bir akrabalık hakkı vardır ve ben sıla-i rahmde bulunacağım.

📚( Hadîsi Müslim ve Tirmizî; Abdülmelik İbn Umeyr kanalıyla rivayet etmişlerdir) 


⚠️ Kadın ailesini uyarırken bu bilinçte olmalı , onlara hidayetin yollarını göstermeli ,  kimsenin kimseye faydası olmayacağı o büyük günde kendilerini kurtaracak şeyin imanları olduğunu anlatmalı , uyarmalı ve ailesini o yola iletmeli hidayetin yollarını göstermelidir.


🔆 Kadının tevhid ehli evlat yetiştirmesi ,  çorak araziye yaptırılan pınarın devamlı surette bir kuşu sulamasıyla  yaptırana vereceği ecir gibidir.Bu kadın kabre konulsa dahi , Allahın yardımıyla evlatlarına hidayetin yolunu gösterdiği ve onlara iyi bir eğitim verdiği için ortaya çıkacak hayrlı evlat görüntüsü , tıpkı akıp duran şu pınar gibidir.  


Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in dediği gibi ; 

“Ademoğlu öldüğü zaman bütün amelleri kesilir (defteri dürülür). Fakat ölüp de defteri dürüldükten sonra bile üç şey devam eder: Yararı olan ilim, sadaka-i câriye, salih evlât. Böyle bir evlât, babası öldükten sonra babası için bol bol hayır işler, dualar eder.

📚( Müslim, Ebu Dâvud ve Tirmizî; hadîs hasendir)

📌Hiçbir kadın için ev işi , çoluk çocuk eş kahrı ilim almaya engel değildir.

📌İlim öğrenmek mi yoksa ev işlerine hizmet etmek mi daha faziletlidir?

📌 Muhammed bin Abd'ul Vehhab ve Necd Uleması Harici Değildir

✍🏻 İmam Şevkani, el-Bedr'ut Tali 

Şeyh'ul İslam Muhammed bin Abd'ul Vehhab (rahimehullah)'ın vefatının ardından onun için mersiye yazan alimlerden birisi olan Şevkani, Necd Uleması'nın harici i'tikadında oldukları yönündeki iddiaların doğruyu yansıtmadığını bildirmiştir:

وَبَعض النَّاس يزْعم أَنه يعْتَقد اعْتِقَاد الْخَوَارِج وَمَا أَظن ذَلِك صَحِيحا فَإِن صَاحب نجد وَجَمِيع أَتْبَاعه يعْملُونَ بِمَا تعلموه من مُحَمَّد بن عبد الْوَهَّاب وَكَانَ حنبليا ثمَّ طلب الحَدِيث بِالْمَدِينَةِ المشرفة فَعَاد إِلَى نجد وَصَارَ يعْمل باجتهادات جمَاعَة من متأخرى الْحَنَابِلَة كَابْن تَيْمِية وَابْن الْقيم وأضرابهما


"Bazı insanların, onların i’tikadının harici i’tikadı olduğunu zannetmelerinin sağlıklı bir değerlendirme olduğunu (doğruluk payı bulunduğunu) zannetmiyorum. Çünkü Necd’in sahibi (yöneticisi, emiri) ve ona tabi olanların tümü, Muhammed bin Abd’ul Vehhab (rahimehullah)’ın öğrettikleri ile amel etmektedirler. Ki o, Hanbeli’ydi. Sonra Medine Müşerrefe’de hadis öğrendi ve Necd’e geri döndü. İbnu Teymiyye (rahimehullah), İbn’ul Kayyım (rahimehullah) ve onun gibi müteahhirundan olan Hanbelilerden bir cema'atin ictihadları ile amel etmektedir."

📚 Mehasin men bad’el Karn’is Sabi, 2/6

--------------------------------------------------

🌟 بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ 🌟


📌 Muhammed bin Abd'u Vehhab ve Necd Uleması Harici Değildir

✍🏻 İmam Abd’ur Rahman bin

      Hasen en-Necdi

Şeyh Abd’ur Rahman bin Hasen (rahimehullah), muvahhidlerin "Harici" ve "Mübtedi (bid’atçi)" ilan edilmesinin gerekçesini şu sözlerle ifade eder:

فإذا قلنا: لا يعبد إلا الله ولا يدعى إلا هو، ولا يرجى سواه ولا يتوكل إلا عليه، ونحو ذلك من أنواع العبادة التي لا تصلح إلا لله، وأن من توجه بها لغير الله فهو كافر مشرك، قال: ابتدعتم وكفرتم أمة محمد، أنتم خوارج، أنتم مبتدعة

"Biz: "Allah’tan başkasına ibadet edilmez, Allah’tan başkasına dua edilmez, Allah’tan başkasına ümit bağlanılmaz ve tevekkül edilmez, ibadet çeşitlerinden bunların benzerleri de Allah’tan başkası için yapılmaz. Herkim bunları Allah’tan başkasına yöneltirse o müşrik bir kafirdir" dediğimizde, bize derler ki: "Siz bid’at çıkardınız, Ümmet-i Muhammedi tekfir ettiniz, siz Haricisiniz, siz Mübtedisiniz!."


📚 ed-Durar’us Seniyye 11/448-449

📚"EL MUNTEKA" Şiilere reddiye olarak bu kitabını yazmasının nedenini İbn Teymiyye şöyle açıklıyor:

📌 “Eğer bu zalim ve haddini bilmez adam, o Allahın veli kullarının başları olan, yeryüzü insanlarının lideri ve rehberi olan ve Hz peygamberden sonra Allah’ın kulları arasında en üstün olan o ilk Müslümanlara, dinde yıkıntı meydana getirecek, kafirler ve münafıklara delil ve tutanak hazırlayacak ve pek çok iman ehlinin kalplerinde şüphe ve zaaf meydana getirecek şekilde dil uzatmasaydı, biz o şahsı tenkid edip reddetme ve onun iç yüzünü açığa çıkarma zorunda kalmazdık.”

📚 (İslam Önderleri Tarihi. Cilt 2 sh:342-345/ Kayıhan yay) 

30 Nisan 2018 Pazartesi


🌟 ALAY ETMEK KÖTÜ BİR HUYDUR 🌟


📌 Aziz Mü'minler!

İstihza (alay), söz, davranış veya yazı ile bir insanla eğlenmek, onunla alay etmek, onun haysiyet ve şerefini rencide etmek demektir.

İslam, müslümanların gerek kendi aralarındaki münasebetlerinde ve gerekse başkalarına karşı olan davranışlarında mânevi hayata zarar verecek ve hakaret anlamı taşıyacak söz ve davranışları şiddetle yasaklamış ve bunlardan kaçınmalarını emretmiştir.
     "Ey mü'minler, bir
     topluluk diğer bir topluluğu
     alaya almasın. Belki onlar
     kendilerinden daha iyidirler.
     Kadınlar da başka kadınları
     alaya almasınlar, belki onlar
     kendilerinden daha iyidirler.
     Kendi kendinizi ayıplamayın,
     birbirinizi kötü lakaplarla
     çağırmayın; inandıktan sonra
     yoldan çıkmış olmak ne kötü
     bir isimdir. Tevbe etmeyenler,
     işte onlar zalimlerdir." [1]

📌 Muhterem Müslümanlar!

Bir insanla alay etmek, onu değersiz görmek demektir. Halbuki insan, saygıdeğer bir varlıktır. Allah'ın ahsen-i takvim üzere yaratarak yeryüzünün halifesi kıldığı insanı hakir görmek yanlıştır. Kaldı ki, Allah, alay edilen kimsenin Allah katında alay edenden daha değerli olduğunu bildirmekte, alay edenler hakkında da şöyle buyurmaktadır.
   “Senden evvelki
   Peygamberlerle de istihza
   edilmişti de istihza edenlerin
   yaptıkları maskaralıklar kendi
   başlarına gelmişti." [2]

Peygamberimiz de
            "Bir kimseye
            günah olarak müslüman
            kardeşini küçük görmesi
            kafidir" [3]
buyurarak insanları bu kötü huydan kaçınmaya davet etmiştir.

Ayrıca Kur'an-ı Kerim, müslümanlarla alay eden münafıkların durumunu tavsif ederek şöyle buyurur :
    “Bu
    münafıklar mü'minlerle
    karşılaştıkları vakit biz de
    iman ettik derler.Kendilerini
    saptıran şeytanları ile
    başbaşa kaldıklarında ise, biz
    sizinle beraberiz, biz
    mü'minlerle sadece alay
    ediyoruz derler. Gerçekte
    Allah onlarla istihza eder de
    azgınlıklarında onlara fırsat
    verir. Bu yüzden onlar bir
    müddet başıboş dolaşırlar.
    Îşte onlar, hidayete karşılık
    delaleti satın alanlardır.
    Ancak onların bu ticareti
    kazançlı olmamış ve kendileri
    de doğru yola
    girememişlerdir." [4]

📌 Değerli Mü'minler!

Her ne şekilde otursa olsun, başkalarıyla eğlenmek, onu sevmediği ve hoşlanmadığı takaplarla çağırmak, ahlaki bakımdan çok çirkin bir harekettir. İnsan istihza ve alayın dışındaki her şeyi unutabilir, fakat bu gibi tavır, davranış ve hareketleri asla unutmaz. Bu sebeple İslam, insanları bu kötü huydan şiddetle men etmiştir. İslam, istihzayı, insanlara açıktan açığa sövüp saymayı, onları yazılı ve sözlü olarak tahkir ve tezyif etmeyi hoş görmez. Çünkü bu tür davranışlar insanın manevi hayatına tecavüz etmek manasını taşır ki, bu da ahlak yokluğundan, terbiye eksikliğinden ileri gelir. Böyle olan kimseler de ahlaki faziletlerden, insani meziyetlerden yoksun sayılırlar. İslamda değil insanlara, hayvanlara bile kaba ve çirkin sözler söylemek yasaklanmıştır. Yaratılan yaratanı bilse, yaratılan yaratanın yaratıklarını nasıl incitir, onları nasıl üzer.
_______________________________
[1] 📚Hucurat 11
[2] 📚Enam 10
     📚Enbiya 41
[3] 📚Riyazüs-salihin 3/156
[4] 📚(Bakara 14-16)

21 Nisan 2018 Cumartesi


🌟🇮​🇸​🇱​🇦​🇲​🇩​🇦​
🇪​🇺​🇱​🇪​🇳​🇲​🇪​🇾​🇪​
🇹​🇪​🇸​🇺​🇮​🇰​​ 🌟

İslam dini, çeşitli sebeplerden dolayı evlenmeyi teşvik etmiştir. Farz etmemekle beraber evliliğin önemini bildirerek gerek Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ve gerekse diğer Peygamberlerin sünneti olduğunu bildirerek Ku-ran-ı Kerim de yüce Allahın şu ayet-i kerimeleri ile dile getirmiştir:

ALLAH celle celaluhu buyurdu
          "And olsun ki, senden
          önce nice resuller
          gönderdik onlara eşler ve
          ço­cuklar verdik."
          📚(Ra'd: 13/38)

Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:
"Dört şey resullerin sünnetlerindendir.
          ✔️Kına kullanmak
          ✔️Güzel koku sürünmek
          ✔️Misvak kullanmak
          ✔️Ve bir de evlenmek." [1]

İnsanoğlu bazı durumlarda evliliği kabul etmekte tereddüte düşer ve evliliğe art görevlerin ağırlığından korktuğundan dolayı yüz çevirir.

Dinimiz bu kişinin bu bakışını evliliğin zenginlik gibi bir vasıta olaca­ğı noktasına çevirir, fakirliğe iten sebeplerin üstesinden gelecek bir kud­rete kendisini malik kılacağını haber vererek şu ayet-i kerimeyi ileri sü­rer.

ALLAH celle celaluhu buyurdu
          "İçinizden bekârları,
          kölelerinizden ve
          cariyelerinizden iyi olanları
          evlendirin. Eğer yoksul
          iseler Allah onları lütfü ile
          zenginleştirir. Allah lütfü
          bol olandır, bilendir."
          📚(Nur: 24/32) 

Kişi evlendiği zaman Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)´in bu hadisi şeriflerine göre amel etmesiyle mutlu olur:

          ✔"Güzelliği için kadınlarla
          evlenmeyiniz, umulur ki
          güzellikleri onları uçuruma
          yuvarlar. 
          ✔Malları için de
          kadınlar­la evlenmeyiniz,
          umulur ki, malları onları
          azdırır.
          ✔Ancak dini için
          kadın­larla evleniniz. Ağzı 
          burnu düzensiz, dindar bir
          cariye, diğerlerinden da­ha
          efdaldir.",

          ✔" Kadınların en hayırlısı
          baktığın zaman seni
          sevince boğan,
          ✔Emretti­ğin
          zaman sana itaat eden,
          ✔Üzerine yemin ettiğin
          zaman yüzünü ak çıka­ran,
          ✔Kendisinden uzakta
          olduğun zaman nefsi ve
          malın hakkında seni
          ko­ruyandır´[2] 

     "Kadın 4 şey için nikahlanır.
               ✔️Güzelliği
               ✔️Malı
               ✔️Soyu
               ✔️Ve dindarlığı
     Sen dindar olanı seç" [3]

Zira güzellik, mal ve soy sahibi olan kadın devamlı kocasına karşı övünür, onu zor durumda bırakabilir. Onun için kişi dindar ve saliha olan bir kadınla evlendiği zaman daha rahat etmesi muhtemeldir. [4]
------------------------------------------
[1] 📚Tirmizi, 1080.
[2] 📚Nesai. 
[3] 📚Buhari, 4802.
[4] ✍🏻Kadı Ebu Şuca
📚Ğayet?ül-İhtisar ve Şerhi,Ravza Yayınları: 423-424.

18 Nisan 2018 Çarşamba

SORU :
--- İçki içmenin cezası nedir?
--- İçki içen kimse namaz kılabilir mi?
--- Ramazan orucunu tutabilir mi?

CEVAP :
Allah’a hamd olsun.
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: ‘Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.’  📚Maide (90)
Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: ‘Zina eden kişi zina ettiği zaman, mümin olarak zina etmez. İçki içen kişi de, içki içtiği zaman mümin olarak içmez. Hırsız da çaldığı vakit mümin olarak çalmaz. Başkasına ait bir malı insanların gözleri önünde zorla alan kişi de bunu alenen gasp ettiği zaman mümin olarak bu suçu işlemez’ 📚Buhari (2295), 📚Muslim (86)  yani kâmil bir iman sahibi kimse bunları yapmaz. Bu iğrenç fiil ile imanında büyük bir eksiklik olur.
Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: ‘Kim dünyada şarap içer de sonra tövbe etmezse, ahirette ondan (cennet şarabından) mahrum olur.’ 📚Buhari (5147), 📚Muslim (3736)
Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: ‘Allah içkiye, onu dağıtana, içene, üzümünü sıkana, kendisi için sıktırana, taşıyana, kendisi için taşınana, satana, satın alana ve parasını yiyene lanet etsin.’ 📚Ebu Davud (3189)
İbn Deylemî rahimehullah Abdullah b. Amr’ın yanına girdi ve “Ey Abdullah Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem den içki hakkında duyduğun bir şey var mıdır?” diye sordu. Bunun üzerine Abdullah: “Evet, Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem ’den şöyle dediğini işittim: “Ümmetimden şarap içen kimsenin kırk gün namazı kabul olunmaz.” 📚Nesai (5570) Bu hadisten anlaşılan şudur: Namazının kabul olmaması demek namaz kılması gerekmez anlamına gelmemektedir. Bilakis bu süre içinde tüm namazları kılması gerekir. Eğer bu sürede namazı terk ederse büyük günah işlemiş olur. Bazı âlimler bu kişiye küfre girer demişlerdir, Allah korusun.
İçkinin ne kadar haram olduğunu gösteren hadisler ve eserler pek çoktur. Nitekim içki kötülüklerin anasıdır. Kim bu kötülüğe düşerse içki onu buna benzer kötülüklere ve günahlara girmesi için cesaretlendirir. Allah'tan selamet dileriz.
İçki içmenin dünyada cezasına gelince fakihlerin ittifakıyla değnekle vurulmasıdır. Bunun delili 
Enes b. Mâlik'den naklen gelen rivayettir. Nitekim Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem içki içen biri getirildiğide hurma dalları ve ile had uygulamıştır.’ 📚Muslim (3281)
Ancak celdin sayısı hususunda ihtilafa düşmüşlerdir. Âlimlerin büyük bir çoğunluğu hür olan kimse için seksen, diğerleri için kırk celdedir demişlerdir.
Bunun delili olarak Enes’in radiyallahu anhu hadisine dayandırmışlardır: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’e şarap içmiş bir adam getirmişler de ona iki hurma dalı ile kırk kadar dayak vur (dur) muş. Enes: Bunu Ebû Bekir de yaptı. Ömer halife olunca insanlarla istişare etti de Abdurrahman: Hududun en azı seksen (değnek)'i vur! dedi. Bunun üzerine Ömer de onu emretti; demiş.
Sahabe de Ömer’e radiyallahu anhu uydu ve ona muhalif bir şey demediler. Büyük Âlimler Konseyi de içki içmenin cezasının had olduğuna karar verdiler. Had ise seksen celdedir.
İbn Kudame ve Şeyhu’l İslam gibi bazı alimler kırktan fazla değnek vurulması müslümanların İmamın görüşü ile alakalı olduğunu görüyorlar. Onun görüşü ise kırktan fazla olması gerektiği yönündeydi. Ömer radiyallahu anhu zamanında olduğu gibi. O haddi seksen değnek yapabilir. Allah en iyisini bilir. 📚Tavdihul elhkam 5/330
İçki içen kimsenin namazı ve orucuna gelince şüphesiz namazları vaktinde kılması gerekir. Ramazan orucunu tutması gerekir. Eğer namazı bir süre için bıraksa içki içmekten daha büyük bir günah işlemiş olur. Ramazan sabahında içki içerse iki büyük günah işlemiş olur. Birincisi oruç tutması gerekirken orucunu bozması, ikincisi içki içmesidir. Bu kimsenin bilmesi gerekir ki günah işlemesi ve bundan tövbe etmekten aciz olması bu kimsenin imanının zayıf olması ile alakalıdır. Günahı, günaha devam etmesini, itaatsizliği ve ya ihmalkâr davranmasını haklı çıkarmamalıdır. Bilakis itaat etmesi gereken konularda elinden geldiğince itaat etmesi gerekir. Onu büyük ve ağır günahlara yakınlaştıran şeyleri terk etmesi gerekir. Allah’tan büyük-küçük bütün günahlardan bizi uzak tutmasını diliyoruz. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, kuluna çok yakındır.
Allah en iyi bilendir.

10 Nisan 2018 Salı

KÜFÜR SÖZLER: Cihan var oldukça, Ali var olur, 
Cihan var, olurken de Ali vardı.

Ci­ha­nın te­me­li su­ret bu­lun­ca­ya ka­dar var olan Ali idi. Yer res­me­di­lin­ce­ye, za­man hu­su­le ge­lin­ce­ye ka­dar var olan Ali idi. Ve­li, va­sıy olan Şah Ali, cö­mert­li­ğin, ke­re­min, ba­ğı­şın Sul­ta­nı Ali idi.

Ali’­den ötü­rü me­lek­ler Ade­me sec­de et­ti­ler. Adem bir kıb­le gi­bi idi, sec­de olu­nan Ali idi. Adem de, Şit de, Eyup da, İd­ris de, Yu­suf de, Yu­nüs de, Hud da, Mu­sa da, İsa da, İl­yas da, Sa­lih Pey­gam­ber de, Da­vud da Ali idi.
Nef­sin ta­ma­mın­dan ötü­rü ci­han sof­ra­sl üze­rin­de eli­ni bu­laş­tır­ma­yan kah­ra­man as­lan Ali idi Kur’an’ın yer yer, ayet­le­rin­de Tan­rı­’nın is­me­ti­ni vasf ile öğ­dü­ğü Ku­ran sır­la­rı­nın ka­şi­fi Ali idi.

Ka­pısı­nın top­ra­ğı ka­dir ve kıy­met­te Ar­şın se­ma­sın­dan da­ha ile­ri ge­çen, o dur­ma­dan Hak­k’a sec­de eden arif Ali idi. İs­lam yo­lun­da iş dü­zel­me­dik­çe, du­rup din­len­me­yen o şe­ref­li, va­kar­lı Şah Ali idi. Hay­ber ka­le­si­nin ka­pı­sını bir ham­le­de ko­pa­rıp açan o ka­leler fa­ti­hi Ali idi.
Afa­ka her ba­kı­şım­da gör­düm ki, ya­kin yü­zün­den her var­lık­ta var olan Ali idi. Bu kü­für ol­maz, küf­ro­lan söz bu de­ğil­dir. Ci­han var ol­duk­ça Ali var olur, ci­han var olur­ken de Ali var­dı. Teb­riz’in Şems-ül Hak­kı ci­ha­nın giz­li ve açık sır­la­rın­dan her ne gösterdinse hepsi de Ali idi.

Kaynak :📙 Divan'i Kebir Seçmeler

21 Mart 2018 Çarşamba

📌 1) Ölümümü camilerden veya tellalla ilan ettirmeyiniz!

📌 2) Arkamdan hiç kimse feryat figan edip, ağıt yakarak saçını yolarak ve ellerini dizlerine vurarak ağlamasın!

📌 3) Ben öldüğüm için hiç kimse ne benim evimde nede başka bir yerde Kur’an’ı Kerim okumasın veya okutmasın!

📌 4) Ben öldüğüm zaman: 
إِناَّ ِللهِ وَإِناَّ اِلَيْهِ راَجِعُونَ، اللَّهُمَّ أَجِرْنِي فِي مُصِيبَتِي وَاخْلُفْ لِي خَيْراً مِنْهاَ
“İnna Lillah ve İnna İleyhi Raciun, Allahumme Ecirnî Fî Musibetî, Vahluflî Hayran 

📌 5)Beni __________________ yıkayıp,kefenlesinler!

📌 6) Allah’ın izni ile hayatım boyunca borçlanmamaya gayret gösterdim! Ama buna rağmen eğer ben öldüğüm zaman borcum varsa, _____________________ borcumu ödesinler!

📌 7) Malımın 5/1’ini, _________________________ Allah yolunda fiili CİHAD edenlere versinler!

📌 8) Yıkama ve kefenleme işleri bitince, öğlen veya ikindi namazlarını bekletmeden beni 3hemen gömünüz!

📌 9) Cenaze namazımı mezarlıkta kılınız! Vakit namazını beklemeyiniz!

📌 10)Cenaze namazımı ________________ in belirleyeceği kişi kıldırsın!

📌 11) Beni mezarlığa araba ile götürmeyiniz!

📌 12) Beni mezarlığa götürürken hızlı gidiniz!

📌 13) Beni kabre koyarken sağ yanıma, kıbleye doğru koyunuz ve:
 بِسْمِ اللهِ وَعَلَى سُنَّةِ رَسُولِ اللهِ 
“Bismillah ve Alâ Sünneti Rasulillah” deyiniz!

📌 14) Sakın kabrimin üzerine benimle toprak arasında engel olacak hiç bir şey koymayınız!

📌 15) Beni kabre koyduktan sonra üzerime üç avuç toprak atınız!

📌 16) Kabrimin başında Kur’an’ı Kerim okumayınız!

📌 17) Kabrim kazılırken çıkan toprağın haricinde, kabrime başka bir yerden toprak ilave etmeyiniz!

📌 18) Kabrimin üzerini bir karıştan fazla yükseltmeyiniz!

📌 19) Kabrimin üzerine bina yapmayınız!

📌 20) Kabrimin üzerine çiçek vb. bitki dikmeyiniz!

📌 21) Kabrimin üzerine her hangi bir yazı yazmayınız!

📌 22) Defin işleri bittikten sonra bir devenin kesilip etinin dağılacağı zaman kadar yani yirmi, yirmi beş dakika kabrimin başında bekleyip bana dua ediniz!

📌 23) Defin işleri bittikten sonra cenaze evinde toplanmayınız! 
Çünkü benim sizin üzerinizdeki hakkım buraya kadardı. Allah-u Teâlâ hepinizden razı olsun.

📌 24) Cenaze evine yemek götürmek isteyenler, sadece benim aileme yetecek kadar yemek götürsünler!

📌 25) Cenaze evinde insanlara yemek dağıtmayınız!

📌 26) Cenaze evinde toplanıp Kur’an’ı Kerim okumayınız!

📌 27) Bana üç günden sonra ağlamayınız!

📌 28) Perşembemi, kırkımı ve elli ikimi yapmayınız!

📌 29) Benim için hiçbir zaman mevlit okutmayınız!

📌 30) Eşim hariç hiç kimse benim için üç günden sonra yas tutmasın!

⚠️ N.O.T:
Bunların tamamı Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sünneti ve sahabelerin uygulamasıdır. Okumuş olduğum hadislerden bunları anladım. Bu vasiyetim ile ilgili maddelerin hepsinin, sahih bir hadisi vardır.


Bunları öğrenmek isteyenler,
✍🏻Muhammed Nâsıruddin el-Albânî 📚“Ahkâmu’l-Cenâiz” isimli kitabına veya www.hadisler.com’a bakabilir.